22 Mayıs 2018 Salı


HAVA ARACI KAZASI ARAŞTIRMA VE İNCELEMESİ İLE SONUÇLARININ HUKUKSAL ETKİLERİ


                                                                                  Av. Yaşar Öztürk[1]
                                                                                  Öztürk & Öztürk  
                                                                                  ozturkylaw@ttmail.com



            I - GİRİŞ :

                        Havacılık sektörünün, kamu oyunda en çok ilgilenilen, dikkat çeken konusunun hava aracı kazaları olduğunu sanıyorum. Nedense insanların yapamadıkları, bilmedikleri konularda korkusu vardır. Madame Curie; “Bilmediğimiz şeylerden korkarız, korktuklarımızı öğrenirsek, korku da yok olur.”  demişti. İnsanoğlu kanadı olmadığı için uçamıyor ve uçmayı bilmiyor. Bunun için de uçmaktan da korkuyor. Korkulan olay uçmak ve uçan bir hava aracının düşmesi de insanlar üzerinde  son derecede olumsuz ve ürkütücü etkiler bırakıyor. Uçuş korkusu olanların, bu korkuyu yenebilmek için psikiyatristlerini ziyaret edip, pskiyatrik yardım aldıkları bilinmektedir.

                        Havacılıkta, hava aracının düşmesi ve düşüşün nedenlerinin giderilmemesi halinde, bu kazayı diğerlerinin takip edeceği bir gerçek olduğundan hava aracı kazalarının araştırılması ve incelenmesi, kaza nedenlerinin bir daha yaşanmaması, tekrarlanmaması için gerekli  teknik, ekonomik, insanî ve yasal önlemlerin  alınması, havacılığın olmazsa olmazlarındandır. 

                        Havacılık operasyonlarını veya faaliyetlerini, düzenleyen, (regüle eden) kurallar, ihlali halinde uygulanacak yaptırımlar ve zararların giderimlerini düzenleyen hukuk branşına hava hukuku veya havacılık hukuku denilmektedir. Hukukçularda her alanda olduğu gibi hava hukukunun tanımında da fikir ayrılığı vardır. Ancak bu alanda yapılan çalışmalar sonunda genel kabul gören tanım; kamu ve dünya milletleri için kullanılmasını düzenleyen kuralların tümüdür.”[2]

                          Tahir Çağa hocamızın naklettiği ve taraftar olduğu  diğer bir tanım da;

                           Havada seyrüseferle ilgili münasebetleri düzenlemek için özel olarak konmuş olan hukuk kurallarının bütünüdür.”[3]
           

                         II - Hava hukukunun özellikleri:

Burada hava hukukunun özelliklerini de kısaca hatırlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.

1.     Politiklik

2.     Uluslararasılık

3.     Otonomi (Özerklik)


      Hava hukukunun bu üç önemli özelliği, hava aracı kazaları olduğunda kendisini hemen göstermektedir. Bir hava aracı kazasının araştırılma ve incelenmesinde ve sonuçlarında, bu her üç özelliği bir arada görmek ve yaşamak durumundayız.

            Bilindiği üzere hava hukukunun doğumu ve kanunlaşmasında (kodifikasyonunda) ilk hava hukuku düzenlemesinin Fransız Mongolfier kardeşlerin  05.06.1783 tarihinde sıcak hava ile doldurulmuş balonlarının Paris’de havalanmalarından sonra başladığı muhtelif yazarlar tarafından yazılmıştır. Paris Polis Müdürü Lemoine tarafından 23 Nisan 1784 tarihinde yayınlanan Ordonance (Emirname) ile önceden izin alınmadan balon ile havalanmanın yasaklanmıştır. Bu başlangıç ile hava hukuku kanunlaşma hareketleri başlamış 1874 Brüksel, 1899/1907 Lahey, 1910 ve 1919 Paris Konvansiyonları, 1926 Madrit konvansiyonu ve 1944 Chicago Sivil Havacılık Konferansı ile dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunun katılımı ile ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü)nün kurulması ve sivil havacılığın uluslarası hukuki düzenlemesi sağlanmıştır.

III - Sivil Hava Aracı Kazası Araştırma ve İncelemesinde Uluslararası Düzenleme : ICAO  Konvansiyonu ve Annex 13

07 Aralık 1944 tarihinde Chicago Konvansiyonu olarak bilinen Uluslararası Sivil Havacılık Andlaşması, A.B.D.nin Chicago kentinde imzalanmıştır. Bu andlaşma ile yeknesak uluslararası sivil havacılık kuralları, standartları, ilk eve prensipleri belirlenmiş daha sonra da bu andlaşmaya ekler (Annex) çıkarılmıştır.. Chicago Andlaşması ve ekleri Andlaşmanın 91. Maddesindeki usul ve kurala uygun olarak yürürlüğe koyulmuştur. Bu andlaşmanın 13 numaralı eki, Annex 13,  sivil hava aracı kazalarının soruşturulması ve soruşturma raporunun hazırlanma usul ve diğer esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanmış ve üye devletlerce kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.

            ICAO Sözleşmesi (Konvansiyonu) ile ekleri sivil havacılığı uluslararası düzenlerken, bu düzenlemenin ulusal hukuklara da sözleşmenin iç hukuk kurallarına uygun olarak onaylanması ile dahil olması ve uygulanması sağlanmıştır.

             Chicago Konvansiyonu ve ekleri, TBMM’nde 05 Haziran 1945 tarihinde 4749 sayılı kanunla kabul edilerek onaylanmış ve  ülkemizde de uygulanması gerekli yasal mevzuatımıza dahil edilmiştir.    

IV - Sivil Hava Aracı Kazası Araştırma ve İncelemesinde Uluslararası Düzenleme :           2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, SHY-13 Sivil Hava Aracı Kazaları Soruşturma Yönetmeliği,  Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu Yönetmeliği.

                2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, ülkemizde havacılığı ve havacılık faaliyetlerini, hava taşımasını düzenleyen yasamızdır, 14.10.1983 tarihinde kabul ile  19 Ekim 1983 tarihli  18196 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

                   Türk hava sahasında ve ülkesinde meydana gelen sivil hava aracı kazalarının soruşturması, (araştırma ve incelemesi)[4] 2920 sayılı TSHK’nun 12-14 üncü maddeleri ve bu kanun uyarınca çıkarılmış olan SHY-13 Sivil Hava Araç Kazaları Soruşturma Yönetmeliği’ne[5] göre  yapılacaktır ve  yapılmaktadır..

                    5728 sayılı ve 25.01.2008 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrası, soruşturma yerine araştırma ve inceleme kabul edildikten sonra, ICAO Annex 13 ve ICAO Doc 9756 Document’ında araştırma ve inceleme kurulunun tarafsızlığı ve bağımsızlığı, objektif olması, politik veya diğer müdahaleler ve baskılara karşı durabilmesi vurgulanmakla, 655 sayılı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ve bu KHK’ye dayanılarak çıkarılan  “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu Yönetmeliği “Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu”  bağımsız ve tarafsız niteliklerde, SHGM veya diğer devlet kuruluşlarından ayrı bir adreste 06 Mayıs 2013 tarihinde  kurulmuştur.

                     05 Mayıs 2013 tarihinden itibaren Türkiye’de ulaştırma alanında meydana gelen  ciddi kazalarla ilgili araştırma ve inceleme yapmak görevi KAİK kısaltmasıyla anılan Kaza Araştırma ve İnceleme Kuruluna verilmiş, bu cümleden olmak üzere ciddi ve ciddi olmayan hava kazalarının hepsinin araştırma ve incelemesi bu kurul tarafından  yapılır olmuştur.

                      KAİK’in website’ına girildiğinde, SHGM website’ından yok olan SHY-13 Yönetmeliğinin KAİK sitesinde ulusal mevzuat başlığı altında yer aldığı görülmektedir. SHY-13’ün KAİK tarafından da, hava kazaları araştırma ve incelemesinde uygulandığını ve araştırma, inceleme, raporlama, tavsiyeleme ve bildirim görevlerinin bu yönetmeliğe göre yapıldığını anlamaktayız.

                         KAİK Yönetmeliğinin 17. Maddesinde kurulun çalışma esasları başlığı altında, çalışma esasları ;

(1)           Kurul, görevlerini Bakan adına yapar.
(2)           Kurul, kararlarında bağımsızdır.
(3)           Kurula, Bakan dışında hiçbir merciden emir verilemez.

olarak belirlenmiştir.

                         Uluslararası kanunlaştırma ile, yani Chicago Konvansiyonu ile havaaracı kazalarının tüm konvansiyona taraf ülkelerde yeknesak olarak  araştırılması ve incelenmesi, raporlanması ve bildirimlerin yapılması, gelecekteki kazaların önlenmesi için bağımsız ve tarafsız kurullar tarafından araştırma ve incelemenin yapılmasının standart ve usulleri Annex 13 ile belirlenmiş ve Akid ülkelerde de Annex 13’e uygun düzenlemelerin ulusal mevzuatın müsaade ettiği ölçüde yapılması önerilmiştir.

                           Chicago Konvansiyonuna Akid ülkelerde, Annex 13’e uygun ulusal düzenlemler tam olarak değilse de parallel boyutta yapılmıştır. Ülkemizde sivil hava aracı kazalarının araştırma ve incelenmesi ile ilgili olarak çıkarılan SHY-13 Yönetmeliği (10.11.1985 tarihli ve 18924 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir) Annex 13’ün adeta bir tercümesidir, bazı tercüme ve kullanılan karşılık kelimelerin isabetsizliği dışında aynıdır.

                           Burada bir ara tespit olarak; ulusal ve uluslararası hava aracı kazası araştırma ve incelemesi esaslarının hemen hemen aynı olduğunu söyleyebiliriz. Hava hukukunun özellikleri  dikkate alındığında aynı olmak zorunluğunun doğal olduğunu söyleyebiliriz.

                            Bir hava aracı kazası, havacılıkta emniyetin sağlanabilmesi ve idamesi ve kaza sonucu kazadan zarar görenlere karşı sorumlu olabilecek olanların sayısının ve tabiiyetlerinin farklı ülkelere ait olabileceği hususları gözönüne alındığında; uluslararası karakterde ve tüm ilgililerin de araştırma ve inceleme de akredite temsilci veya gözlemci olarak yer alabilmesi ve görüşlerini sunabilecek şekilde bir çalışma ile araştırılmak ve incelenmek durumundadır.


V -  ICAO EK-13 ve 2920 sayılı TSHK ve SHY-13 ve KAİK yönetmeliğinde SİVİL HAVA ARACI KAZASI ARAŞTIRMA VE İNCELEME RAPORUNUN AMACI VE  KONUSU:

                            Kazanın nedenlerini ve oluş şeklini açıklığa kavuşturmak ve sivil havacılıkta can ve mal emniyetinin(güvenliği TSHK 12.md.) sağlanması bakımından tekrara engel olmak amacına yönelik her sivil hava aracı kazası ile ilgili olarak teknik bakımdan araştırma ve inceleme yapılır.” (TSHK md.12)

                             ICAO Annex 13 , Bölüm 3 para 3.1. “Bir kaza veya olayın soruşturulmasının tek amacı kaza ve olayların önlenmesi olacaktır. Bu faaliyetin amacı suçlamanın veya sorumluluğun paylaştırılması değildir.

                             SHY-13 madde 6, soruşturmanın amacı başlığı altında; “Bir hava aracı kazası veya olayının uluslararası düzeyde soruşturulmasının temel amacı, kaza ve olayların sebeplerinin ortaya çıkarılarak hava araçları kazalarının meydana gelmesini önlemektir.”

                              AKİK md.25 , Raporların Konusu başlığı altında “Raporlar, kazalardan edinilen tecrübelerle emniyetin artırılmasına yönelik tanzim olunur. İdari, hukuki ya da cezai sorumluluk tespiti Kurul hizmetlerinde görevlendirilen uzmanlar tarafından tnzim olunan raporların konusunu oluşturamaz.”

                               Uluslararası ve ulusal mevzuatta; hava aracı kazası soruşturma raporunun konusu ve amacında fikir birliği vardır. Amaç ve konu kazanın nedenini bulmak ve hava araçları kazalarının meydana gelmesini önlemektir. Hiç kimseye kusur paylaştırması ve sorumluluk tespiti yapılamaz.

                              Ama tatbikatta bu böyle olmuyor. Gaziantep’te 2004 yılında inişte duramayan ve pist dışına çıkan uçağın kazası sonrası düzenlenen kaza raporunda; pilotun yanlış yaklaşma konfigürasyonunda yaklaştığı ve iniş yaptığı görüşü yer aldı ve pilot Sulh Ceza Mahkemesinde, bu rapor esas alınarak mahkum oldu. Kaza sonrası açılan bir idari davada,  Ankara İdare Mahkemesi ve Danıştay da bu tespiti maalesef kabul ederek, hüküm kurdular.

                               30 Kasım 2007’de Isparta’da düşen yolcu uçağının davasında ise, mahkemece kaza raporu dışında, kazanın oluşu, oluş nedenleri ve oluşta ihmal ve kusuru bulunanların kusur durumuyla ilgili olarak bilirkişi incelemesi yapılmış ve alınan bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulmuştur.

VI -    ICAO Annex 13’de kaza, olay ve ciddi olay:

                               Annex 13’ün 1nci Bölümünde tanımlar yer almaktadır. Bu tanımlardan ilki  temel kavramlardan olan “kaza”, “olay” ve “ciddi olay”dır.

                              1 - Accident/kaza : Herhangi bir kişinin uçuş niyetiyle havaaracına binişinden tüm böyle kişilerin havaaracından inişleri arasında, bir havaaracının operasyonuyla ilişkili olarak ;

                                a- bir kişinin; havaaracında olmasının veya havaracından ayrılmış olan parçalar da dahil olmak üzere, havaaracının herhangi bir parçasıyla temasının veya jet blast’ına doğrudan maruz kalmasının, sonucu olarak öldüğü veya ciddi surette yaralandığı, (ölüm veya yaralanmaların doğal sebeplerden, kendisinin veya diğer kişilerin eylemlerinden veya normal olarak yolcuların mürettebatın kullanabileceği alanların dışında saklanarak kaçak olmalarından kaynaklanması halleri hariç olmak üzere); veya

                                b- hava aracının; yapısal gücünü, performansını veya uçuş karakteristiklerini olumsuz etkileyen ve normal olarak etkilenen komponentin değiştirilmesini veya esaslı onarımını gerektiren hasar görmesi veya yapısal zayıflığa maruz kalması (hasarın motorla, aksesuarla veya motor kapağı ile sınırlı olarak; veya hasarın pervanelerle, kanat uçlarıyla, antenlerle, lastiklerle, frenlerle, kaplamalarla, havaaracının dış kaplamasındaki küçük çentik ve çukurlarla veya küçük deliklerle sınırlı olarak motor kaybı veya hasarı hariç olmak üzere) veya,

                                c- hava aracının kaybolması veya tamamen ulaşılamaz olması vakıasıdır. (Annex 13, Chapter 1)

                                 2 - Incident/olay:  Hava aracının operasyonu ile ilişkili olarak, operasyonun emniyetini etkileyen veya etkileyebilecek olan kaza dışındaki bir vakıadır.

                                  3 - Serious incident/ ciddi olay: Hemen hemen bir kazanın olduğu gösteren şartları içeren bir olaydır. Bir kaza olmamıştır, ancak kazaya ramak kalınmıştır.


VII – TÜRKİYE’DE SİVİL HAVA ARACI KAZALARI  ARAŞTIRMA VE İNCELEMESİ

                          Sivil hava araçlarının sebep olduğu veya katıldığı her türlü kazanın nedenlerini ve oluş şeklini açıklığa kavuşturmak ve sivil havacılıkta can ve mal güvenliğinin sağlanması bakımından ve bu tür kazaların tekrarına engel olmak amacıyla, her sivil hava aracı kazasının ayrıntılı teknik inceleme ve soruşturması hem ülkemizde hem de Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesini onaylamış olan tüm ülkelerde yapılır.Türk hava sahasında ve ülkesinde meydana gelen sivil hava aracı kazalarının araştırma ve incelemesi, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 12-14 üncü maddeleri ve bu kanun uyarınca çıkarılmış olan SHY-13 Sivil Hava Araç Kazaları Soruşturma Yönetmeliği  ile düzenlenmiştir. Türk hava sahasında ve ülkesinde yabancı hava araçlarının kazalarınınaraştırma ve incelemesinde, Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi’nin 13 numaralı Ekinin (ICAO Ek-13 ) beşinci kısmında belirtilen esaslar uygulanır.

                        Türkiye’de meydana gelen sivil hava aracı kazalarının soruşturulması Ulaştırma Bakanlığının görevlendireceği havacılık alanında uzmanlığı kabul edilmiş kişilerden seçilecek bir kaza soruşturma kurulu tarafından yapılmakta idi. Bu kurul KAİK’in oluşturulmasından ve KAİK Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden sonra, KAİK bünyesinde oluşturulan kurul tarafından yapılmaktadır.

                        KAİK, TSHK’nun 12nci maddesinde düzenlenen ve yukarıda belirtilen amaç dairesinde her türlü araştırma ve incelemeyi  yapar, delil toplar, ifade alır, gerektiğinde kolluk kuvvetleri ve adli makamlar ile işbirliği kurar veya yardımlarına başvurur. Kazanın özel şartları gerektirdiği hallerde kurul, ihtisas sahibi bilirkişilere de başvurabilir.(TSHK md.13)

                        SHY-13 YÖNETMELİĞİNDE KÜÇÜK KAZA – BÜYÜK KAZA AYIRIMI VE TANIMI:

                        Kazanın araştırılması ve incelenmesinde oluşturulacak kurulun, teşkili ve görevlendirilmesinde uygulanacak esaslar, SHY 13 yönetmeliğinin 15nci maddesinde  düzenlenirken küçük kaza – büyük kaza ayırımı yapılmış ve kazanın küçük veya büyük olması halinde soruşturma kurullarında bulunacak uzmanların sayısı ve nitelikleri ayrı ayrı saptanmıştır. Yönetmeliğin 3üncü maddesinde;

                      Küçük kaza: uçuş harekatı esnasında bir veya daha fazla hava aracının hafif hasara uğraması ile sonuçlanan kazalar

                      Büyük kaza : uçuş harekatı esnasında bir veya daha fazla hava aracının ağır hasara uğraması ile sonuçlanan kazalar,

                        olarak tarif edilmiştir.  Bu tariflerin çok yetersiz olduğunu söylemeliyiz. Zira küçük kaza-büyük kaza ayırımı yaparken ayırt edici unsur olarak hava aracının uğrayacağı hasarın hafif veya ağır olması esas alınmış, yönetmeliğin 3.maddesinin (g) bendinde hava araç kazası tarifinde yer alan “kişilerin yaralanması”na da yer verilirken, kazanın küçük veya büyük olması ayırımında ise insan unsuruna hiç yer verilmemiştir. Uçak hasarı olmaksızın, yolcu veya mürettebat veya üçüncü kişilerin yaralanması veya ölümü ile sonuçlanacak hava olayları[6] veya hava aracı kazalarının[7] küçük veya büyük olduğunun nasıl tayin edileceği belli değildir. 


                        Küçük kazaların araştırılması ve incelenmesi  için, Ulaştırma Bakanlığı tarafından, kazanın mahiyetine göre ; kontrol pilotu, uçuş emniyet ve kaza kırım uzmanı, uçak mühendisi veya uçak bakım uzmanı ve gerekli ise hava trafik uzmanından oluşan bir soruşturma kurulu teşkil edilerek görevlendirilir.( SHY 13 madde 15)

                        Büyük kazaların araştırılması ve incelenmesi için, yine Ulaştırma Bakanlığınca, ancak bakanlık onayı ile, kazanın mahiyetine göre ; kurul başkanı [8] , kontrol pilotu, uçuş emniyet ve kaza kırım uzmanı, uçak mühendisi veya uçak bakım uzmanı, hava trafik uzmanı, havaalanı tesis ve kolaylıkları uzmanı, haberleşme uzmanı, hareket ve yer işletme uzmanı ve gerek görülen diğer uzmanlardan oluşan bir soruşturma kurulu teşkil edilerek görevlendirileceği SHY 13’ün 15.maddesinde düzenlenmiştir. Her iki soruşturma kurulunda yer alacak uzmanlık sahalarının ve uzmanların niteliklerinin daha detaylı olarak saptanmasında yarar vardır.  Böyle bir belirleme KAİK yönetmeliğinde de bulunmamaktadır. Büyük kazalar için oluşturulacak soruşturma kurulunda yer alacağı belirtilen “hareket ve yer işletme uzmanı” , sanırız yazım hatası olarak yönetmelikte hareket uzmanı olarak yazılmıştır. Burada yer alan hareket uzmanından amaçlananın,  harekât uzmanı olması gerekir.

                        Sivil Hava Aracı Kazası Araştırma İnceleme raporu

                        Araştırma İnceleme Kurulu, tespit ettiği hususları, vardığı sonucu, tekrarlara engel olunması bakımından alınmasını uygun bulduğu önerileri ile birlikte ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor halinde Ulaştırma Bakanlığına verir(TSHK md.14/1) . Ulaştırma Bakanlığı raporun bir suretini ilgililere verir  ve raporun tekemmül etmiş olduğunu Resmi Gazete ile üçüncü şahıslara duyurur. Resmi Gazete ile yapılan duyuruda raporun ilgililerce nerede ve ne suretle incelenebileceği belirtilir. Rapor, gerektiğinde kısmen veya tamamen uygun bulunacak vasıtalar ile yayınlanır(TSHK md.14/3).

                        Kurul, araştırma ve incelemelerini bitirdikten sonra, SHY 13 yönetmeliğinin ekinde yer alan formata uygun olarak “Nihai Rapor”’unu hazırlar. Bu raporun formatı esas olarak ICAO Ek-13’de yer alan formattır. Nihai Rapor ; Başlık, Kazanın ve Soruşturmanın Özeti ve Ana Bölüm olmak üzere üç bölümden oluşur.

                        A – Başlık : Bu bölümde kazaya uğrayan hava aracı işletmecisinin ismi,ünvanı, hava aracının tipi,modeli,milliyeti ve tescil işaretleri ile kaza ve olayın yeri ve tarihine ilişkin bilgileri kapsar.

                        B – Kazanın ve  Araştırma-İncelemenin Özeti : Bu bölümde aşağıda açıklanan özet bilgiler bulunur.
1.     Kazanın ulusal ve yabancı otoritelere bildirilmesi,
2.     Araştırma İnceleme Kurulu ve varsa akredite temsilci,
3.     Araştırma-İncelemenin planlanması,
4.     Raporu gönderen makam ve raporun hazırlanma tarihi,
5.     Kazanın oluş şekli.

                       C – Ana Bölüm: Nihai Raporun  ana bölümü aşağıdaki başlıklardan oluşur.

1.     Kaza ile ilgili maddi bilgiler. Bu kısım yönetmelikte “Kaza ile ilgili gerçek bilgiler” şeklinde yazılmış olup, ICAO Ek-13’ün çevirisi sırasında yapılan bir çeviri hatası olduğunu düşünüyoruz. Orijinal metinde “Factual information” olarak yer almaktadır ve tam çevirisi “Olayla ilgili bilgi” olup, bu bölümde kazanın meydana gelişi ile ilgili maddi bilgiler ( uçuşun anlatımı, kişilerin yaralanması veya ölümü, hava aracındaki hasar, hava aracı dışındaki diğer objelerin hasarları, mürettebat hakkında bilgi, hava aracı hakkında bilgi,  meteorolojik bilgi, seyrüsefer yardımcıları hakkında bilgi, muhabere araçları hakkında bilgi,havaalanı hakkında bili, uçuş kayıt cihazları ve kaydedilen içerik hakkında bilgi,enkaz ve  düşülen yerdeki arazi yapısı, arızalar, kırılmalar ve benzeri maddi bilgiler, tıbbi ve patolojik bilgiler, yangın hakkında bilgiler, hayatta kalma ile ilgili durumlar, test ve araştırmalar, işletme ve yönetim hakkında bilgi,uygulanan faydalı ve etkili araştırma teknikleri gibi bilgiler) yer alacaktır.


                        2. İnceleme. ICAO Ek-13 metninde kullanılan orijinal kelime “Analysis”  dır. Bu bölümde delillendirilen bilgilerin, kaza ile ilgili maddi bilgilerin ve kaza nedenlerinin uygun bir tahlili yapılır.

                        3. Sonuçlar. Bu bölümde araştırma-incelemede elde edilen bulgu ve sebepler yazılır.

                        4 . Öneri ve tedbirler. Bu bölümde de, kazaların önlenmesi ve bu tür sonuçları düzeltecek hareketler ve tedbirlerle ilgili tavsiyeler yazılır.

                           5.Ekler . Raporda yer alan bilgilerle ilgili dökümanlar rapora eklenir. Mürettebatın lisans fotokopileri, işletme ruhsatı, log book fotokopileri, radar printleri, radyo bant çözümleri, fotoğraflar gibi.



                          VIII - ICAO ANNEX 13’E GÖRE ARAŞTIRMA VE İNCELEMENİN BAŞLATILMASI VE YAPILMASI SORUMLULUĞU:

                          Annex 5.1. paragraph hükmüne göre; kazanın olduğu devlet, kazanın durumu için bir araştırma ve inceleme oluşturup başlatacak ve soruşturmanın yürütülmesinden sorumlu olacaktır. Ancak soruşturmanın yüürütülmesini kısmen veya tamamen, karşılıklı rıza  ve anlaşma ile başka bir devlete devredebilir. Her halükârda kazanın olduğu devlet, soruşturmayı kolaylaştırmak için her türlü vasıtayı kullanacaktır.

                             5.3 paragrafta da tescil devletinin durumu ve yükümlülüğü düzenlenmiştir. Kazanın veya ciddi olayın vuku yerinin hangi devletin ülkesi içinde olduğu tam olarak belirlenemiyorsa, kaza veya olayın soruşturulmasını ve soruşturmanın yürütülmesini tescil devleti başlatacak ve yürütecektir.

                        IX -  ARAŞTIRMA VE İNCELEMENİN ORGANİZASYONU VE YÜRÜTÜLMESİ:

                           1 - Kaza araştırma ve inceleme otoritesi; kazanın araştırma ve incelemesinin yürütülmesinde bağımsız, yürütme ve sonuçlandırılmasında sınırsız yetkiye sahip olacaktır. (pr.5.4)

                               Araştırma ve inceleme şunları içerecektir:

a)      Kaza veya olay hakkında sağlanabilecek tüm bilgilerin toplanması, kaydedilmesi ve analizi,
b)      Uygun olduğu takdirde, emniyet tavsiyelerinin oluşturulması,
c)       Mümkün olduğu takdirde sebeplerin belirlenmesi,
d)     Nihai raporun tamamlanması
e)      Mümkün olduğu zaman kaza mahalli ziyaret edilecek, enkaz incelenecek ve tanıkların ifadeleri alınacaktır.

                                 Kaza araştırmasını yapacak, görevli araştırmacıyı, kazanın olduğu ülke devleti atayacaktır, başka devlete araştırma yetkisini devrederse devir alan devlet araştırmacıyı atayacaktır.

                                  Görevli araştırmacı veya araştırma kurulu; enkaza ve ilgili tüm malzemeye, uçuş kayıt cihazlarına, ATS ve ATC kayıtlarına erişim yetkisine, kendisi ile araştırmaya katılan yetkili personelin detaylı inceleme ve araştırma yapabilmesini teminen bunlar üstünde sınırsız control yetkisine sahip olacaktır,, uçuş kayıt cihazlarınetkin biçimde kullanılacak ve araştırmayı yürüten devlet kayıt cihazlarının çözümünü gecikmeden yaptıracaktır, araştırmayı yürüten devlet kazada ölenlerin otopsisinin tecrübeli bir patalog tarafından yapılmasını sağlayacaktır,.

                                 2 -  Adlî koordinasyon, araştırmayı yürüten devlet tarafından adlî makamlar ile araştrmacı arasındaki koordinasyonu tanıyacak ve sağlayacaktır. Uçuş kayıt cihazlarının ve bunların kayıtlarının emanette tutulması ile ilgili inceleme otoritesi ve adli makamlar arasında muhtemel çatışmalar önlenecek, kayıt cihazlarının kayıtlarının okunması ve analizinin yapılacağı mekâna adlî makamdan bir görevli tarafından getirilip götürülmesini araştırmayı yürüten devlet sağlayacaktır. Keza araştırmacının enkaza ulaşmasını ve incelemesini araştırmayı yürüten  devlet sağlayacaktır.

                                 3 -  Kayıtların açıklanmaması:
           
                                  Bir hava aracı kazası sonrasında, bilgisine başvurulacak uçucu personel veya aracın teknik bakımlarını yapan personel ve diğer ilgililerin kendilerini suçlamak sonucunu doğuracak bir beyanda bulunmamak için, kendilerini koruma saikiyle, bildiklerini tam olarak açıklamaktan kaçınmaları gayet doğaldır. Kaza sonrası kazayı araştırma görevlisi veya kurulunun ulaşacağı bilgilerin , ilgililerin ifadelerinin açıklanmaması yoluyla, ifade sahiplerine bir nevi güvence verebilmek için Annex 13’ün 5.12 paragrafı düzenlemesiyle elde edilen bilgi ve kayıtların açıklanamayacağı  kural olarak getirilmiş ve bunun istisnası, yani açıklanabileceği haller belirtilmiştir.

                                   Kazanın veya olayın incelenmesini yürüten devlet, o devletin adlî idaresinin yetkili otoritesi tarafından kayıtların açıklanmasının ve gelecekteki incelemeler üzerinde olabilecek dahili veya uluslararası olumsuz etkilerinden daha az olacağına karar vermedikçe aşağıdaki kayıtları kaza veya olay inceleme maksatları dışında açıklamayacaktır:

-         İncelemenin yürütülmesi sırasında inceleme yetkilileri tarafından kişilerden alınan ifadeler,
-         Hava aracının kullanılmasında yer almış olan kişiler arasındaki tüm iletişim,
-         Kaza veya olayda yer almış olan kişilerle ilgili sıhhî veya özel bilgiler,
-         Kokpit ses kayıtları ve bu kayıtların çıktıları,
-         Havada kokpit görüntü kayıtları ve bu kayıtlardan herhangi bölüm veya çıktılar,
-         Uçuş kayıt bilgileri de dahil olmak üzere, bilgilerin değerlendirilmesi esnasında ifade edilen görüşler.



4 – Araştırma inceleme raporunun Resmi Gazete ile yayınlanması


                      TSHK.14/3.madde hükmü gereğince , sivil hava aracı kazası araştırma inceleme raporunun tamamlanmış olduğu, Resmi Gazete ile üçüncü şahıslara duyurularak raporun nerede ve ne şekilde incelenebileceği bildirilir. Kaza araştırma inceleme kurulu raporunun tekemmül ettiğinin ve incelenebileceğinin  Resmi Gazete ile yayınlanması, araştırma ve incelemeye konu kaza nedeniyle sorumlular hakkında ilgililerin açacağı davanın açılacağı iki yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı yönünden önemlidir. Sivil hava aracı kazası sonucu, kazaya sebep olanlar hakkında açılacak sorumluluk davası, TSHK.nun  131.maddesinde iki yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur ve bu süre aynı madde hükmü gereğince, Resmi Gazete ile yapılacak duyuru tarihinden itibaren işlemeye başlar.

                        Montreal 1999 ve Varşova Konvansiyonlarının uygulama kapsamına giren hava aracı kazalarında, dava açma süresinin başlangıcı, konvansiyon hükümlerine göre değerlendirilmelidir.


                       

                         5 – Kaza araştırma ve inceleme raporunun yargılama prosedüründeki etkisi

                        5.1. Sivil hava aracı kazaları sonrasında Türk Sivil havacılık Kanunu uyarınca ve Uluslararası Sivil Havacılık Anlaşması Ek-13 (ICAO Annex-13)’e göre, kaza araştırma inceleme kurulu tarafından yürütülen araştırma ve incelemelerin amacı, sadece kaza ve olayların önlenmesidir. Bu soruşturmanın amacı suç  veya sorumluluk kusurunun belirlenmesi değildir.[9]  Ancak buna rağmen, hava aracı kaza raporlarını suç veya sorumluluk belirleyici olarak kabul eden yargılama örnekleri de görülmektedir.

                        Hukuk davalarında genellikle, sivil hava aracı kaza raporları, tarafların kusur durumu açısından hükme yeterli sayılmamaktadır. Bunda da Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2002 tarihli kararının yol gösterici olduğu kanısındayım.

                        5.2. A.B.D. uygulamasında;  hava aracı kaza araştırma ve inceleme raporları mahkemelerde delil olarak  kullanılabilmektedir, ancak kabul edilebilirliği bazı şartların gerçekleşmiş olmasına bağlıdır.  Federal Hukuk Usulü Code’unda Delil  Kuralları  803(8)’e göre tarafların sundukları deliller arasında devlet veya kamu kuruluşları tarafından  oluşturulmuş araştırma raporları, kanun tarafından verilmiş bir yetki ile ve bu yetkiye uygun olarak yapılmış araştırmanın “vakıa bulguları”nın  başka bilgi kaynakları ve şartlarının, durumlarının “güvenilebilirlik eksikliği”nin varlığını göstermemesi şartıyla delil olarak kabul edilebilir. Ancak bu raporlara ve kabul edilebilirliğine taraflar (davacı ya da davalı) itiraz edebilirler. Yine Kural (Rule 803/8)’e göre raporun güvenilebilirlik eksikliğini iddia eden taraf bu iddiasını kanıtlamakla mükelleftir.

                        Bu raporların ABD mahkemelerinde kabul edilebilirliği, kamu görevlilerinin görevlerini genellikle, doğru, uygun ve adil raporlar oluşturmak dışında başka bir motivasyon veya ilgisi olmaksızın ifa ettikleri inancından kaynaklanmaktadır.

                        Devlet tarafından oluşturulmuş Araştırma raporunun güvenilebilirliği (trustworthiness) için  Beech Aircraft Corp. v. Rainey davasında dörtlü bir test uygulanmıştır. Bu test faktörleri;

1.     Araştırmanın zamanlılığı (timeliness)
2.     Araştırmacının ustalığı ve tecrübesi
3.     Bir duruşma yapılıp yapılmadığı ve hangi aşamada yapıldığı
4.     Olası önyargı ve motivasyon problemlerinin olup olmadığı ( örneğin olası bir dava görüş ve düşüncesi ile hazırlanıp hazırlanmadığı)

                     Bir NTSB raporunun her bölümü bu testi geçerse ve Federal Usul Kodu 701(e) yi geçerse kabul edilebilir bulunacaktır. Ancak tüm bunlara karşın NTSB raporlarının mahkemelerde kabul edilebilirliği   garanti değildir., mahkemeler tarafından raporun bir kısmının önyargılı bulunması, delil olarak kabul edilmezliğine yol açacaktır.[10]

                       
                        5.3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da , Ulaştırma Bakanlığı Sivil Hava Aracı Kazası Soruşturma Kurulu tarafından hazırlanan raporda yer alan, kusur bölüştürülmesi veya belirlenmesi ile ilgili olarak, bu raporun resmi bir rapor olmadığı ve bu konuda uzman bilirkişilerden ayrıca rapor alınarak saptanacak kusur durumuna göre karar verilmesi gerektiği şeklinde karar vermiştir.[11] Yargıtayımızın bu kararı esas olarak ICAO Ek-13’de yer alan hükme uygunsa da, Ulaştırma Bakanlığınca yasa ve SHY 13 Yönetmeliğine uygun olarak atanan ve  konularındaki uzmanlardan oluşan soruşturma kurulunun düzenlediği ve ICAO hükümlerine göre de uluslararası bağlamda kaza ile ilgili devletler arasındaki sivil havacılık yükümlülükleri yönünden esas alınan tek belge olan, Soruşturma Raporunun resmi bir rapor olmadığı görüşüne katılmak mümkün değildir. Hukuk Usulü Muhakemleri Kanununun 276. maddesi anlamında, raporu düzenleyenlerin tarafsız ve uzman bilirkişiler olarak kabul edilemeyeceği aynı Yargıtay kararında hükme bağlanmıştır.

                       
                        5.4. Eğer kaza ile ilgili olarak bir ceza soruşturması başlatılmışsa, Ulaştırma Bakanlığı hazırlanan raporun bir örneğini yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında değerlendirilmek  üzere sadece ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına verir. (TSHK  md.14/3)

                        Uygulamada genellikle savcılar, kaza araştırma raporu dışında uzman bilirkişilerden kazanın oluşu ve kusurlu kişiler ve kusur oranları hakkında  bilirkişi raporu alarak, kovuşturma ya da kovuşturmama kararını bilirkişi raporuna göre vermektedirler. Aksi uygulama da görülmektedir.

                        Ülkemiz uygulamasında ceza mahkemelerinde yapılan yargılamada, kovuşturma evresinde, hava aracı kaza araştırma ve inceleme raporu, hükme esas alınan bir delil olarak değerlendirildiği gibi değerlendirilmemekte, ehil ve uzman bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi kurulundan kazanın oluşu ve sorumluları hakkında denetime elverişli rapor alınarak bu raporlara göre hüküm verildiği görülmektedir. Örnek olarak, 30.11.2007 tarihinde Isparta’da düşen Dünyaya Bakış Havayolları A.Ş.’ne ait Atlasjet A.Ş. kirası altındaki MD-83 uçağının düşüşü ile ilgili davada, kaza araştırma raporu değil ehil bilirkişilerden alınan iki ayrı rapordan bir tanesine göre hüküm kurulmuş; Gaziantep Havaalanında 2004 yılında pistten çıkan uçağın pilotu hakkındaki ceza davasında kaza raporuna göre  mahkumiyet kararı verilmiştir.

    
                            6 - Hava aracı kazasında, kaza araştırma ve incelemesine akredite temsilci veya gözlemci gönderebilecek olan ilgili taraflar kimlerdir?

                             Hava aracının designer’ının tabiyetinde olduğu devlet, hava aracının imalatçısı devlet, hava aracının tescilinde bulunduğu devlet, hava aracının işleticisinin tabiyetinde bulunduğu devlet kazaya yol açan component veya cihazın yapımcısı, hava aracının nihai montajından sorumlu organizasyonlar, kazada vatandaşları ölen ya da yaralanan devlet, kazanın oluşunda etkisi veya katılımı (olumlu ya da olumsuz) olan ATC (hava trafik control ünitesinin) bulunduğu devletler araştırma ve incelemeye akredite temsilci veya gözlemci gönderebilir. Bu devletlerin her biri farklı devletler olabilir. Dolayısıyla Türkiye’de düşen bir havaaracının kaza araştırma çalışmalarına  sayılanlardan her bir devlet akredite temsilci veya gözlemci gönderebilir.



[1] Öztürk&Öztürk Hukuk Bürosu; Merkez Mah. Hanımefendi Sokak 85/2, 34381 Şişli, İstanbul. www.ozturkozturk.av.tr.  Tel:212-2911237  Fax:212-2911017

[2] Diederiks- Verschoor, I.H.Ph., An Introduvtion to Air Law, 2001, 7.Baskı, The Hague, sh.1

[3] Çağa, Tahir; Hava Hukuku Cilt1, 1963, İstanbul sh.1. Çağa aynı tanım için Meyer, Ambrosini, Saandiford, Göknil ve Coquoz’u da zzikretmektedir.

[4] 5728 sayılı ve 25.01.2008 sayılı yasa ile yapılan değişiklik öncesi “2920 sayılı yasada “sivil hava aracı kazası soruşturması”, “ soruşturma kurulu” “soruşturma raporu” tanımları kullanılırken, yapılan değişiklikle “ sivil hava aracı kazası araştırma ve incelemesi” “araştırma ve inceleme kurulu” “araştırma ve inceleme raporu” olarak kavram ve tanımlar değiştirilmiştir. ICAO Sözleşmesinde ve Annex 13’de  “Aircraft Accident and Incident Investigation” başlığı kullanılmaktadır.

.

[6] Türbülans gibi.

[7] Uçuş sırasında kabin içinde baş üstündeki  el bagajının koyulduğu bölümden kapağın açılarak düşecek el bagajlarının sebep olacağı yaralanma veya ölüm, basınç değişikliği  kazaları,hava aracına biniş veya iniş sırasında merdivenden düşme, pervane veya rotor çarpmasıyla meydana gelen yaralanma veya ölüm, uçağın hasarsız sert inişi veya iniş sonrası taksi sırasında frenleme sırasında meydana gelebilecek olaylar, uçağın yerdeki hareketi sırasında üçüncü kişilere verilebilecek zararlar gibi.

[8] Kurul başkanının nitelikleri yönetmelikte belirtilmemiştir. Kurul başkanından kasdedilen nedir? Kurul başkanlığı şeklinde  bir ihtisas alanı bildiğimiz kadarıyla mevcut değildir. 
[9] ICAO Ek-13 Chapter 3, 3.1.

[10]  Kreindler, Lee; Aviation Accident Law, Vol.2, , 19-6, 6.1, 6.7

[11] Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2002 tarihli, E.2002/13-793, K.2002/909 sayılı kararı.
   Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının tam metni için aşağıda 14.madde altına bakınız.