28 Şubat 2012 Salı

Türkiye’de Tehlikeli Maddelerin Havayolu İle Taşınması

                               Türkiye’de Tehlikeli Maddelerin Havayolu İle Taşınması

                                                                                               Av. Özge Hakdan Öztürk
                                                                                            h.ozturk@ozturkozturk.av.tr

Türkiye’de tehlikeli maddelerin havayolu ile taşınması Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanmış olan Tehlikeli Maddelerin Hava Yolu ile Taşınması Talimatı (SHT-18) doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Bu talimat içerisinde Lityum Pillerinin taşınmasına yönelik özel bir düzenleme bulunmamaktadır. SHT-18 talimatı incelendiğinde, tehlikeli maddelerin Türkiye’de hava yolu ile taşınmasında ICAO Teknik Talimatları’na(ICAO-TI) atıfta bulunulduğu görülmektedir.

SHT-18 talimatında  “Tehlikeli Madde” kavramı “Hava yolu ile taşınacak ve ICAO-TI dökümanında 2. kısımda belirtilen sınıflandırmada yer alan uçuş emniyeti açısından can ve/veya mal güvenliği için tehlike yaratan maddeler” olarak tanımlanmıştır.  

2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 93. maddesinin g bendi uyarınca hava yoluyla silah, cephane, her nevi harp malzemeleri, patlayıcı, yanıcı, tahrip edici ve aşındırıcı madde, zehirli gaz, nükleer yakıt, radyoaktif madde, can ve mal güvenliği yönünden tehlikeli olduğu saptanmış her nevi katı, sıvı ve gaz halinde maddenin taşınması yasaklanmıştır.  Bu kuralın bir istisnası olarak, söz konusu maddelerin hava yolu ile taşınması için Ulaştırma Bakanlığı özel veya genel nitelikli izin verebilir. Ancak bu izin verilmeden önce de gerekirse Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü alınır. Söz konusu genel ya da özel nitelikli izinler alınmadan bahsi geçen maddelerin hava yolu ile taşınması mümkün değildir.  Bu maddeye aykırı davranışların tespit edilmesi halinde aykırı davranışta bulunanlar 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 141. maddesine göre 4 aydan 2 yıla kadar hapis ve otuz bin liradan üç yüz bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Tehlikeli maddelerin sınıflandırılması, paketlenmesi, etiketlenmesi ve işaretlenmesi yine ICAO-TI’da belirtilen şartlara uygun olarak yapılacaktır.

SHT-18 Uyarınca Hava Yolu İle Tehlikeli Madde Taşımacılığında Göndericinin Sorumlulukları

SHT-18 Talimatında göndericinin sorumlulukları 15. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, gönderici herhangi bir tehlikeli madde paketinin veya paket grubunun hava yolu ile taşınmasını istemeden önce;

  1. Tehlikeli maddenin hava yolu ile taşınmasının yasak olmadığından
  2. Tehlikeli maddenin ICAO-TI’da belirtilen şartlara uygun şekilde sınıflandırıldığından, paketlendiğinden, etiketlendiğinden, işaretlendiğinden ve beraberinde uygun şekilde doldurulmuş tehlikeli madde taşıma dökümanları bulunduğundan emin olacaktır.

ICAO-TI’da aksi belirtilmedikçe, gönderici, ICAO-TI’da istenen belgeleri içerecek tehlikeli madde taşıma dökümanlarının tamamlayıp, imzalayıp taşıyıcıya teslim edecektir.  Taşıma dökümanı; gönderilen maddenin tehlikeli madde olduğu, tehlikeli maddenin uygun gönderi adına göre tam ve doğru tanımlandığı ve tehlikeli maddenin hava yolu ile taşınması için ilgili kurallara uygun şekilde sınıflandırıldığını, paketlendiğini, etiketlenip işaretlendiğini gösteren ve gönderici tarafından imzalı bir beyan içermelidir.


Taşıyıcının Sorumlulukları

SHT-18 talimatının 18. maddesi uyarınca taşıyıcının tehlikeli maddeleri taşımak için kabul etmesi için taşınacak olan tehlikeli maddelerin beraberinde uygun şekilde doldurulmuş tehlikeli madde taşıma dökümanlarının bulunması gerekir. Bununla birlikte, hava yolu ile taşınacak tehlikeli madde paket veya paket gruplarının ICAO-TI’daki kabul şartlarına uygun olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde taşıyıcı söz konusu bu şartlara uyulmaması durumunda tehlikeli maddeleri taşımayı kabul etmeyecektir.

Taşıyıcı, SHT-18 talimatının 18. maddesine uygun olarak ve ICAO-TI’da belirtilen şartlara göre tehlikeli madde kabul kontrol listesi hazırlamalı ve bu listeyi kullanmalıdır.

Taşıyıcının sorumluluklarından bir diğeri ise SHT-18 talimatının 20. maddesinde düzenlenmiş bulunan “Sızıntı veya Hasar için İnceleme” yapmaktır. Bu maddeye göre taşıyıcı tehlikeli madde içeren paket veya paketlerinde sızıntı olup olmadığını yükleme yapılmadan önce kontrol etmek zorundadır. Sızıntı yapan ya da hasarlı olan paketler hava aracına yüklenmeyecektir. 

Hava aracına yüklenmiş olup da sızıntı yaptığı ya da hasar gördüğü anlaşılan tehlikeli madde içeren paketlerin taşıyıcı tarafından derhal hava aracından indirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte taşıyıcı, kalan diğer paketlerin hava yolu ile taşınması için uygun olduğundan ve hasar görmemiş olduklarından emin olması gerekir.

Bütün bunlara ek olarak, tehlikeli madde içeren paketlerin, etkileşime girebilecek veya sızıntı olabilecek diğer paketlerin yanına birbirlerini etkileyebilecek şekilde yerleştirilmemelerine dikkat edilmesi gerekir.  Tehlikeli madde içeren paketlerin hava aracına yerleştirilmesi işlemlerinde, zehirli ve bulaşıcı madde içeren paketler ICAO-TI şartlarına uygun olarak yerleştirilmeli; radyoaktif madde içeren paketler de ICAO-TI’da belirtildiği şekilde insanlardan, canlı hayvanlardan ve banyo edilmemiş filmlerden ayrı bir şekilde hava aracına yerleştirilmelidir.

Son olarak taşıyıcı, tehlikeli maddelerin zarar görmemesi ve zarar vermemesi için gerekli bütün önlemleri alarak hava aracına yükleme işlemlerini gerçekleştirecektir.

Aykırı Davranışlar ve İdari Yaptırımlar

SHT-18 talimat hükümlerine aykırı davranan havacılık işletmeleri ile ilgili yönetici personel ve uçucu ekip hakkında gerekli uyarılar yapıldıktan sonra, gerekli görüldüğü takdirde inceleme komisyonu tarafından değerlendirmede bulunulur.  Bu değerlendirmenin sonucuna göre SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) tarafından kusurlu görülen havacılık işletmesine düzeltici uyarıda bulunulur. SHGM’nin bu uyarısına rağmen kusurlu hareketin devamı ya da bu talimat hükümlerine aykırı olan hususların tekrarlanması halinde, inceleme komisyonu havacılık işletmesinin “Tehlikeli Madde Taşıma” izinlerini askıya alır ve  eksikliklerin giderilmesi için 3 aylık süre verir. Bu sürenin sonunda da yine gerekli şartlar sağlanamaz ise hiçbir bildirimde bulunulmadan işletmenin izin yetkisi iptal edilir.

İşletme yönetiminden SHGM’ye karşı sorumlu genel müdür, kalite müdürü, uçuş işletme müdürü kusurlu görülürse yazılı olarak ihtar edilir ve kusurun devamı veya talimat hükümlerine aykırı davranışların tekrarlanması halinde bu kişlerin yetkileri inceleme komisyonu tarafından tespit edilen kusur derecesine göre belli bir süre için veya tamamen iptal edilir.

Eğer kaptan pilot veya uçucu ekip SHGM tarafından kusurlu görülürse, bu durumda da benzer şekilde kusur derecesine göre yazılı olarak ihtar yapılır ya da inceleme komisyonunun tespit edeceği kusur derecesine göre ilgili kişinin lisansı 3 aya kadar askıya alınır.

A.B.D Tehlikeli Madde Yönetmeliğindeki Gelişmeler: Havayolu ile Lityum Pil Taşınması

A.B.D Tehlikeli Madde Yönetmeliğindeki Gelişmeler: Havayolu ile Lityum Pil Taşınması

                                                                                               Av.Özge Hakdan Öztürk
                                                                                         h.ozturk@ozturkozturk.av.tr


Lityum pillerin (ve lityum pil içeren ekipmanların) taşınmasını düzenleyen tehlikeli maddeler yönetmeliğinde sürekli yapılan değişiklikler taşıyıcılar arasında bir karışıklık yaratmaya devam ediyor.  Amerika Birleşik Devletleri’nde havayolu ile tehlikeli madde taşımacılığını yürüten FAA (Federal Aviation Administration) için lityum pillerin havayolu ile taşınması öncelik taşıyor.

Tehlikeli Madde Yönetmeliğinde sadece lityum pillerin ambalajsız kargo olarak taşınması değil aşağıdaki ekipmanların da taşınması düzenlenmiştir:

  • Lityum pillerle birlikte taşınan ekipmanlar (Flashlight ve takılmamış lityum piller içeren paketler)
  • Lityum pille çalışan ve içine takılmış halde bulunan cep telefonları, PDA ler ve laptoplar
  • Masa üstü bilgisayarları ya da mikrodalga fırınları gibi devre kartına saat ve tarih ayarı için lityum düğme pil yerleştirilmiş elektrikle çalışan elektronik aletler
  • Yolcuların ya da uçuş mürettebatı tarafından taşınan ya da bagajlarında bulunan boş piller ya da pil ile çalışan aletler.

                        Lityum piller ikiye ayrılır. Lityum-ion pilleri denilen “ikincil lityum pilleri” genel olarak şarj edilebilen ve pille çalışan PDA, laptop ve cep telefonları gibi aletleri çalıştırmak için kullanılan pillerdir. Lityum-metal pilleri denilen “birincil lityum pilleri” ise şarj edilebilir özelliği olmayan daha fazla kısıtlamaya tabi olan pillerdir.  Küçük lityum-metal piller( düğme piller) düşük enerji harcayan saat gibi taşınabilir eşyalarda kullanılabilir. Bu piller daha büyük aygıtlarda saat/tarih fonksiyonlarının kullanılabilmesi için de kullanılır. Örnek vermek gerekirse, bir diz üstü bilgisayar nispeten büyük bir lityum-ion pil ile çalışabilir ve ayrıca bu diz üstü bilgisayar küçük lityum metal piller içeren bir devre kartına sahip olabilir.  Söz konusu yönetmelik pilleri sadece tiplerine göre değil ağırlık ve watt/h olarak ne kadar lityum içerdiğine göre de sınıflandırmıştır.

                        Bu yönetmeliğin hangi durumlarda uygulama alanı bulacağına gelecek olursak; Tehlikeli Madde Yönetmeliği (HMR)[1] Amerika Birleşik Devletleri’ne, Amerika Birleşik Devletleri’nden ya da Amerika Birleşik Devletleri üzerinden yapılacak bütün taşımalarda uygulanacaktır. Bununla birlikte, havayolu ile pil taşıması yapılırken bütük  taşımaların fiilen IATA Tehlikeli Maddeler Yönetmeliği’ne uygun olması gerekir. Bir hukuki sorun olarak ise, HMR; ICAO Teknik Talimatları’nın (ICAO TI) bünyesinde ve belirli Amerika Birleşik Devletleri çeşitlemelerine tabidir. Bilhassa, bazı lityum-metal pillerinin Amerika Birleşik Devletleri kanunlarına göre yolcu uçağında taşınması yasaktır ve bu pillerin “BİRİNCİL LİTYUM PİLLERİ- YOLCU UÇAĞI İÇİNDE TAŞINMASI YASAKTIR” şeklinde işaretlenmesi gerekmektedir.   IATA yönetmeliği aslında ICAO Teknik Talimatlarına ek ve genişletilmiş bilgiler ile yeniden düzenleme getirmiştir. Böylelikle, bir taşıyıcı IATA’ya uygun bir taşıma yapmak istediğinde, bu taşımanın Amerika Birleşik Devletleri çeşitlemelerine tabi olan ICAO Teknik Talimatları ve genişletilmiş ek IATA talimatlarına da uygun olarak yapılmasına da gayret etmiş olacaktır.

2009 yılında, ICAO TI (ve IATA Yönetmeliği)’nde lityum pillerinin ve lityum pil içeren paketlerin etiketlenmesi ve paketlenmesi ile ilgili olarak bandrol ve dökümantasyon konusunda önemli ölçüde değişiklikler yapılmıştır.  Her ne kadar somut değişiklikler yapılmış olsa da, bu değişiklikler zaten varolan ve daha bağlayıcı olan Amerika Birleşik Devletleri şartlarını yansıtmamaktadır. “Paketleme Talimatı” ve IATA ve ICAO tarafından hazırlanmış olan ilave kılavuz dökümanları uygulanabilir şartların belirlenmesinde anahtar rol oynayacaklardır.  Çünkü bu şartlar ya da gereklilikler pilin tip ve boyutuna bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Pil ekipmanın içinde mi yoksa ekipmanla birlikte mi, “paket” içinde kaç tane pil ya da bölme olduğu gibi konular çok büyük karışıklıklara sebebiyet verebilir.  Büyük taşımacıları ve lojistik sağlayıcıları HAZMAT’a uygunluk göstermeleri için FAA tarafından hedef gösterildikçe, FAA de taşımacılar tarafından bandrolleme sorunsalı ve örtbas edilen tutucu ilkelerin uygulanması konularında daha hızlı bir politika uygulayabilir. Bunun sonucu olarak da, ana ticari taşımacılar arasında yapılan rutin taşımalar için, bu bahsi geçen şartlar nedeniyle ortaya çıkan karışıklıkların çözülmesi biraz zaman alabilir.

2009 yılının sonlarına doğru, Boru Hattı ve Tehlikeli Madde Güvenliği İdaresi (PHMSA)[2] bir genelge yayınlayarak lityum pil taşımacılığının uygulamada yüksek öncelik taşıdığı konusunda uyarıda bulundu.  Sonuç olarak bu tarz taşımaların büyük ihtimalle fiziksel ya da belge üzerinde bir denetimden geçmesi hedeflenmektedir. FAA’in herhangi bir ihlal olduğuna inanması durumunda, çeşitli cezaların uygulanması gerekecektir. Şu anki ceza uygulamalarına değinmek gerekirse, her bir ihlalde 50.000 USD para cezası ya da eğer ki söz konusu ihlal bir ölüme, yaralanmaya ya da malın ciddi bir şekilde hasarlanmasına neden olmuş ise bu ceza 100.000 USD’ye çıkmaktadır.

İhlal ve Gecikmeleri Engellemenin Yolları

-          Yüklerin etiketlenmesi ve işaretlenmesi için açık ve düzgün bir prosedür uygulamak.( Örneğin, “Lityum Pil Ambalajlama” etiketi kullanılabilir.) Böylece taşıyıcı ile yaşanması muhtemel sorunları önlemek için daha akılcı bir çözüm olmuş olur.
-          Devamlı taşıyıcınızdan taşıma için “ön onay” alın, bu en basit şekliyle taşıyıcı firmanın zararlı madde yöneticisi ile e-mail yoluyla da yapılabilir.
-          Rutin olmayan yüklemelerin bile normal tedarik zincir kanalları aracılığı ile gitmesini sağlamak için çeşitli prosedürler uygulamak. HAZMAT ihlallerinin çok büyük bir kısmı hasarlı malların geri dönüşü ya da alternatif tedarikçilerin kullanılması durumundaki normal tedarik zincir kanallarının dışında yapılan taşımalar sırasında meydana gelir.
-          Üçüncü şahıs tedarikçilerinizin (özellikle yabancı imalatçılar) uygulanan yönetmeliği (Özellikle Amerika Birleşik Devletleri HAZMAT koşulları)anlamalarını ve ona uygun bir şekilde hareket etmelerini sağlayın.  Bununla birlikte, Amerikan ithalatçısı üçüncü şahıs tedarikçisinin hataları için bir sorumluluk doğuracak “taşıma öncesi” işlemlerinin yapılmasını engellemelidir.
-          Bu konuda uzman olan danışmandan ya da bir acentadan formal ya da informal rehberlik hizmeti alın.

ICAO Teknik Talimatları’nda yapılan bir çok değişiklik 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir. Bu değişikliklere kısaca bir göz atmak gerekirse:

-          RFID etiketleri ve saatleri gibi belirli ürünlerin etkinleştirilmiş durumda taşınmasının sağlanması
-          Hava taşıma senetlerine açıklama notunun eklenmesi
-          Hasar görmüş ya da boş olan pillerin taşınmasının yasaklanması
-          Paket küçük ise daha küçük boyda lityum pil ambalajlama etiketinin kullanılmasına izin verilmesi.

0cak 2010’da Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanlığı lityum pillerinin taşınmasına yönelik ek bir yönetmelik çıkarılması yönünde bir teklifte bulundu. [3] Bu önerilen yönetmelik çeşitli sebeplerle çok fazla eleştiri aldı.  Özellikle de bu değişikliklerin uluslararası standartlarla uyum sağlamasından ziyade bu standartlardan saptığı yönünde eleştiriler geldi.

Lityum pillerinin havayolu ile taşınmasını düzenleyen HAZMAT yönetmeliğinin oldukça karışık olduğu ve tamamen FAA tarafından çok sıkı kurallar çerçevesinde yürütüldüğü ortadadır. Özellikle FAA’in soruşturma ya da para cezası uyguladığı bu oldukça teknik alanda, taşıma şirketlerinin deneyimli danışmanlardan faydalanması yerinde olacaktır.










[1] Hazardous Materials Regulations
[2] The Pipeline and Hazardous Materials Safety Administration
[3] Notice of Proposed Rulemaking, Hazardous Materials, Transportation of Lithium Batteries, 75 Fed. Reg. 1302

25 Şubat 2012 Cumartesi

SHGM YOLCU HAKLARI YÖNETMELİĞİNİN HUKUKİ DURUMU NEDİR?

HAVAYOLU  İLE SEYAHAT EDEN YOLCULARIN HAKLARINA DAİR YÖNETMELİK (SHY-YOLCU) HUKUKEN NE DURUMDA?


                                                                                              Av.Yaşar Öztürk
                                                                                       ozturkylaw@ttmail.com


           
             Bilindiği üzere Avrupa Birliğinin 261/2004 sayılı regülasyonu, havayolu ile seyahat eden yolcuların haklarını Avrupa Birliği’nde düzenlemektedir. Avrupa Birliğine tam üye adayı olan ülkemizde AB mevzuatına uyumun sağlanması için, AB mevzuatına paralel hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede olmak üzere Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı ve 03.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe koyduğu “Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik (SHY-YOLCU)”  ile 261/2004 Regülasyonu  ile AB düzenlemesi Türkiye’de yürürlüğe girmiş görünüyor.

            Bu yönetmelik taslak olarak SHGM web sayfasında sektörün ve kamuoyunun bilgisine sunulduğunda, başlığı “Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Talimat” idi. Bu konuda Gökyüzü Haberci’de yayınlanan  “SHGM,  HAVAYOLU YOLCULARININ HAKLARINA İLİŞKİN AB 261/2004 SAYILI TÜZÜĞE UYGUN DÜZENLEME YAPIYOR”  başlıklı yazımda, bu düzenlemenin talimatla yapılamayacağını, zira konunun sadece kanunla yapılabilecek düzenleme mahiyetinde olduğunu vurgulamıştım. Bu görüşümü muhtelif ortamlarda da sunmuştum. SHGM üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu bir sektör toplantısında yaptığım sunumda bu konuyu, bu değerli yöneticinin bilgilerine doğrudan iletmiştim. Herhalde bunlardan ve de benim gibi görüş bildirmiş olan diğer hukukçuların söylemlerinden sonra, talimat yerine yönetmelikle bu hukuki düzenlemeyi ülkemize kazandırmış bulunuyorlar.

             AB’nin 261/2004 sayılı Regülasyonunun yolcu haklarına ilişkin bu çağdaş düzenlemesinin Türkiye’mize, ülkemiz insanlarına ve havacılığına da kazandırılması, arada yedi yıllık bir gecikme olmasına rağmen alkışlanacak bir girişim olacaktır. Ancak bu Yönetmeliğin bağlayıcılığı ne kapsamda ve kuvvette olacaktır?

             Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz hukuku  en seri biçimde yaratır, uygular, çağdaş havacılığın hızına ulaşmak için, ulvi amaçlar için hukukun bir çok temel ilkelerini görmez. Biz yaptık oldu derler ve yanlış bir yerlerden geri dönene kadar da olanlar olur.

             Kısaca söylemek istediğim şudur ki; SHGM bu düzenlemeyi bir yönetmelikle   taşıyıcıları ve yolcuları bağlar biçimde, bazı haklar ve sorumluluklar ihdas eder biçimde yapamaz. SHGM’nin bu yönetmeliği ile havayolu taşıyıcılarına getirilmiş olan, külfetlerin bir kısmı ile tazminat ödeme borcu ve miktarı  ancak ve ancak kanunla düzenlenir. Kişiler arasındaki sözleşmesel veya sözleşme dışı ilişkilerin ihlali ve haksız eylemler nedeniyle, kişilerin birbirlerine karşı borç ve alacaklar, mükellefiyetler kanunla düzenlenir ve ihdas edilir. Bu hak ve borçların, taraflarca yerine getirilmemesi veya ihlali halinde, kişiler haklarını talep ve kanıtlayarak alabilmek için yargıya başvururlar. Mahkemelerde bu yasalar çerçevesinde, tarafların birbirlerinden hakkının mevcudiyeti araştırılır ve saptanırsa, kişinin hak ettiği giderim ( bilet ücreti iadesi, masraf ve kayıpların tazmini gibi) mahkemece hüküm altına alınır.

            SHY-YOLCU Yönetmeliği ile kişiler arasındaki hak ve borçlara ilişkin olarak, SHGM  kanunkoyucu gibi hareket ederek, gecikme ve iptallerde, uçağa kabul edilmeme hallerinde havayolunun yolcuya ödeyeceği tazminatı da belirlemiştir.

            Bilindiği üzere bir kanunla yapılan düzenlemelerin, kanunun sınırları dışına çıkılmadan uygulama amaçlı olarak, kanunun düzenlediği hususları belirtmek için kanuna aykırı olmamak koşuluyla tüzük ve yönetmelikler Anayasada belirtilen şekilde çıkarılır. Ne Tüzük, ne Yönetmelik ne de Talimatla bir kanunla düzenlenmemiş yeni hak ve mükellefiyetler ihdas olunamaz. Bu konu  münhasıran bir kanunla düzenlenebilir. Yönetmelikle bu düzenlemenin yapılabilmesi için önce bu yönetmeliğin dayandığı kanunda, konuyla ilgili olarak bu tazminatın düzenlenmiş olması ve tazminat miktarının belirlenmesi ve değiştirilmesi konusunda ilgili idareye yetki verilmiş olması gerekir.

            Burada SHGM’nün temeldeki hatası, AB Regülasyonunu “Tüzüğü” yanlış algılamasından kaynaklanmaktadır. “AB Konseyinin yürürlüğe koyduğu normlardan Tüzük, bütün üye ülkeler için bağlayıcıdır. Yasa niteliğinde olması sebebiyle üye ülkelerce doğrudan uygulanır”[1]  SHGM’müz , AB’nin yasa niteliğindeki hukuki düzenlemesini, yönetmelikle Türkiye Cumhuriyetinde yürürlüğe koymuştur. AB tüzükle yapmıştır, biz de yönetmelik yaparız anlayışıyla hareket edilmektedir. AB’nin tüzüğü(Regulation) yasa kuvvetinde AB üyesi ülkeleri bağlamaktadır.(Avrupa Topluluğu Anlaşması md.249)[2].

             AB Tüzüğü (Regulation) ile ulusal mevzuatımızda yer alan “tüzük” farklıdır .  Türkiye Cumhuriyeti henüz Avrupa Birliğine tam üye olmadığından, AB Tüzük ve sair mevzuatının Türkiye’yi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bağlayıcılığı yoktur. Meğer ki, ülkemiz hukuk sistemine uygun olarak ülkemiz yetkili organlarınca paralel düzenleme Anayasamıza uygun olarak yapılmış olsun.

            Bunun ötesinde SHGM bu yönetmelikle kanunlarımızda yer almayan kriterler, haklar, mükellefiyetler yaratmaya çalışmaktadır. Havayoluyla taşıma sözleşmelerinde ilk müracaat edilecek kaynak 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, bu kanunda hüküm olmaması halinde Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalara ve bu antlaşmalarda da hüküm olmadığı takdirde Türk Ticaret Kanunudur. 

           AB’nin 261/2004 sayılı Regülasyonunun T.C. mevzuatına adaptasyonunun, bir idari tasarrufla değil, kanun ile yapılması gerekmektedir. Zira bu yeni hak ve mükellefiyetler, yürürlükteki yasalarımızı da etkileyecektir. Kanundaki bir değişikliğin yapılması veya kanunda yer alan hak ve mükellefiyetlere yeni hak ve mükellefiyetlerin eklenmesi ancak yine bir kanun ile olabilecektir. Kanunla yapılması gereken düzenlemeyi yapan bir düzenleyici idari işlem  olan yönetmeliğin bu hükümleri hukuken yok hükmündedir.



[1] Karluk,Rıdvan; Avrupa Birliği ve Türkiye, 4.Baskı, İstanbul 1996, sh.122
[2] Kaczorowska, Alina; European Union Law,London and New York 2009, sh.220