1999 MONTREAL KONVANSİYONU[1] HÜKÜMLERİNE GÖRE
HAVAYOLUYLA KARGO (YÜK) TAŞIMASI
(I)
Av.Yaşar Öztürk
Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti, 1999 Montreal Konvansiyonunu (1999 MK) onaylamış ve konvansiyon 26 Mart 2011 günü itibariyle Türkiye için de yürürlüğe girmiştir. Türkiye’den ve Türkiye’ye yapılacak havayoluyla yolcu, eşya, bagaj ve yük taşımaları bu konvansiyonun uygulama alanı içine girmektedir. 1955 Lahey ve 1975- 4 numaralı Montreal Protokolleriyle değişik Varşova Konvansiyonu da, 1999 Montreal Konvansiyonunun kapsamı dışında kalan uluslararası havayolu taşımalarına şartları bulunduğu takdirde uygulanmaya devam edecektir.
Türkiye’den veya Türkiye’ye yapılacak olan uluslararası hava taşımaları, 1999 Montreal Konvansiyonunu onaylamış olan devletlerin sınırları dahilinde bulunan yerler arasında yapılması veya bu taşıma sırasında bu konvansiyonu onaylamamış bir devlet sınırları içinde önceden anlaşmalı olarak duraklama yapılması halleri de dahil olarak yapılması halinde, bu uluslararası havayolu taşıması 1999 Montreal Konvansiyonu hükümlerine tabi olacaktır. Yapılan havayolu taşımasının, 1999 MK’nuna taraf olmayan bir devletin sınırları içindeki yere veya yerden Türkiye’ye veya Türkiye’den yapılması halinde, diğer devletin Varşova Konvansiyonunu onaylayan bir devlet olması halinde, bu havayolu taşıması Varşova Konvansiyonu’na tabi olacaktır.
1999 MK’dan önce havayoluyla yapılan yük taşımalarının tabi olduğu Varşova Konvansiyonunda, yük taşıması, yükle ilgili olarak düzenlenmesi gereken hava yük senedi ve bu senedin hukuki işlevleri daha farklı idi. 1999 MK’da yer alan hükümler daha farklıdır ve Varşova Konvansiyonunun Resmi Gazete’de yayınlanan resmi çevirisinde “ air waybill) hava yük senedi olarak yer almakta iken, 1999 MK’daki air waybill, Resmi Gazetede yayınlanan resmi çeviride her nedense “hava sevk fişi” olmuştur. Sanıyoruz hukuk terminolojisine aşina olmayan çevirmenlerin yaptığı bu hatalar[2], çeviriyi inceleyen bürokratlarımızın ve de parlamentodan geçerken de üzerinde durulmadan kabulüyle, ulusal hukukumuza bir yeni terim olarak girmiş bulunmaktadır. Biz yazılarımızda doğru olan “hava yük senedi” tanımını kullanacağız.
Havayoluyla Türkiye’den veya Türkiye’ye yapılacak olan yük taşımalarında, taşınacak olan yük için 1999 MK’nun “Cargo / Yük” başlığı altında yer alan 4.maddenin 1. paragrafı hükmüne göre, yük taşıması ile ilgili olarak bir hava yük senedi (air waybill) verilecektir. Diğer bir deyişle, yük taşıması için bir hava yük senedi ( resmi çeviriye göre hava sevk fişi) düzenlenecektir.
Bu maddenin 2. paragrafında ise “Yapılacak taşımanın bir kaydını içeren herhangi farklı bir yöntem bir hava sevk fişinin yerine geçebilir. Eğer bu tür farklı bir yöntem kullanılıyorsa, nakliyeyi gönderenin talep etmesi halinde, taşıyıcı nakliyeyi gönderene, gönderilen nakliyenin tanımlanmasına ve bu tür farklı bir yöntemin içerdiği kayıtlara dahil bilgilere ulaşılmasına imkan veren bir kargo makbuzu vermelidir.” hükmü yer almaktadır.
Montreal Konvansiyonunda da, Varşova Konvansiyonunda olduğu üzere kargonun bir tanımı yapılmamıştır. Kargo (yük) tanımına neler girmektedir, neler girmemektedir. Konvansiyonda yer alan kargo sözcüğünün, bagaj ve posta dışında taşınabilecek her fiziksel nesnenin kargo kapsamına girebileceği, muhtelif hukukçular tarafından kabul edilmektedir.[3] Kargonun ticari eşya ve esaslı bir değeri olması da şart değildir. Bununla beraber Konvansiyonun Fransızca versiyonunda kargo karşılığı olarak “marchandise” kelimesi kullanılmıştır ve bu terim parasal değeri olan tüm nesneleri içermektedir. Bu deyime göre ceset (cenaze) yük olarak kabul edilmemektedir. Benzer düzenleme daha açık ve net biçimde CMR (Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşıma Konvansiyonu)’nda yer almakta ve CMR uygulamasında cenaze eşya olarak kabul edilmemektedir. Bununla beraber Fransız ve A.B.D. uygulamasında insan vücudunun parçalarını eşya olarak kabul eden mahkeme kararları vardır.[4] Canlı hayvanları kargo olarak kabul eden mahkeme kararlarının olduğunu söylemeliyiz.[5]
1999 MK’nın 4.maddesinde, havayoluyla yapılacak kargo taşımasında bir air waybill verileceği düzenlenmekte, ancak bu waybill’in düzenlenmemesi halinde taşıma sözleşmesinin geçersiz olacağı veya Varşova Konvansiyonunda olduğu gibi, taşıyıcının sorumluluk limitlerinin geçersiz olacağı gibi bir düzenleme bulunmamaktadır. Tam tersine böyle bir eksikliğin, taşıma sözleşmesinin geçerliliğini etkilemeyeceği ve taşıyıcının sorumluluk sınırlarını da içeren bu Konvansiyonun hükümlerine tabi bir taşımanın sözkonusu olacağı, 1999 MK’nın 9. maddesinde açık ve net biçimde düzenlenmiştir.
4. maddede sadece “Air Waybill” sözcüğü yer almakta, ancak uygulamada kullanılan Master Airwaybil ve House Air Waybill’ den bahsedilmemektedir. Burada 4.maddede yer alan “Air Waybill”’in hava taşıyıcısı ile taşıma akdinin delilini, ispat vasıtasını oluşturan master air waybill olduğunu söylemeliyiz. Uygulamada freight forwarder (taşıma komisyoncusu, T.T.K.nunda yer alan adıyla nakliye komisyoncusu) genellikle master air waybill’de gönderen/consignor olarak ve taşımayı yapan havayolu da taşıyıcı/carrier olarak gösterilmektedir. House air waybill’de ise, tek bir Master Air waybill altında toplanan münferit gönderiler yer almaktadır. House Air Waybill düzenleyen nakliye komisyoncusu, gönderiyi taşıma konusunda, gönderen ile sözleşmesel yükümlülük üstlenmektedir. House air waybill’de yer alacak hareket/departure ve varış yerlerinin havaalanları olması şart olmayıp, bu yük senetlerinde gönderenin işyeri, deposu hareket yeri ve gönderilenin işyeri de varış yeri olarak yer alabilir. Bu tür yük senedi ile, nakliye komisyoncusu senette yer alacak beyanlarıyla tüm taşımayı üstlenmektedir. Bununla beraber nakliye komisyoncusu/freight forwarder, House air waybill düzenlemek suretiyle sözleşmesel (akdi) taşıyıcı olmaktadır. Fiili (gerçek) taşıyıcı, hava taşımasını uçağıyla yapacak olan havayoludur. Konvansiyonun 7/1.maddesinde düzenlendiği üzere, air waybill gönderen tarafından düzenlenecektir ve üç nüsha olacaktır.[6] Nakliye komisyoncusu, düzenleyeceği hava yük senedinde, kendisinin hava taşımasının tabi olacağı kurallara tabi olacağını ve dolayısıyla kargoya vukubulacak hasar, kayıp veya gecikme hallerinde 1999 MK hükümlerine göre sorumluluk sınırlarıyla bağlı bulunacağını yazabilir. Bu durumda taşımanın, havayolu ile yapılacak kısmından, hava taşımasının tabi olacağı 1999 MK hükümleri çerçevesinde sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Kargo makbuzu
Konvansiyonel bir hava yük senedi (air waybill) düzenlendiği takdirde, gönderen hava yük senedinin üçüncü nüshasını alacaktır. (1999 MK 7.madde) Fakat günümüzde elektronik doküman kullanılmış olması halinde, bu durumda gönderen taşıyıcıdan bir kargo makbuzu talep edebilecektir (md.2/2) Bu makbuz esas olarak, yükün taşınmak üzere gönderenden taşıyıcı tarafından teslim alındığını göstermektedir ve ileride doğabilecek olan ihtilaflarda, taşıyıcının sorumluluğunun başladığı anın tespiti açısından önem taşımaktadır. Bu makbuz ile gönderen aynı zamanda taşıma sırasında yükünün takibine, belirlenmesine ve yüküyle ilgili talimatlar vermesine olanak sağlayacak bilgilere ulaşmasını ve tatbik etmesini sağlayacaktır.
[1] Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme
[2] Resmi Gazete’de yayınlanan Türkçe metinde daha başka hatalar da bulunmaktadır.
[3] Müller-Rostin, Wolf; Montreal Convention, Kluwer Law International, Alphen aan den Rijn, 2006, Art.4-5/12
[4] Müller-Rostin, Wolf, age. Art 4-5/12
[5] Federal Almanya’da OLG Duesseldorf, VersR 1978, 964 ve Türkiye’de Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26.10.1995 tarihli ve 1995/3924 E., K.1995/7980 sayılı kararı. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin kararına konu taşımanın canlı hayvan değil, canlı akivides taşıması olduğu not edilmelidir.
[6] Resmi Gazete’deki Türkçe çeviri de “üç parça” denilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder